susadım , su içtim . tiksindim , tiksintimi içtim . . .

27 Temmuz 2009 Pazartesi

biber meşrepli ihanet

Acı bir şey yersin de boğazındaki tadı gitmez ya hani..
Acı derken biber gibi değil ama hani böyle acı kahve gibi misal ya da acı bir şeker
Alınca ağzına hemen geçmez ya tadı,acılığı
Bir bardak soğuk su içersin önce ve biraz beklersin sonra geçer
İhanet de böyle acı bir şey yemek gibi…
Kocaman bir bardak soğuk su içersin üstüne ve biraz beklersin ama geçer…
Kocaman bir bardak sopsoğuk bir su içersin..çünkü ihanet hazmı zor bir renktir
Geçer unutursun tadını..tadı unutulur ama o acı kahveyi hiç unutmazsın
Her kahve gördüğünde lanet yağdırırsın
İhanet sonrasında kimseye güvenemez insan kimseyi sevemez
Çünkü herkeste biraz o vardır
Herkeste ondan bir parça görür ve aklına hemen o gelir
Güvenemez..dedim ya ihanet hazmı zor bir renktir
Öyle kızmıştır ki ona üzülemez bile
Kızgınlığı geçince üzüntü çöker
Acı kahve de böyledir.
ilk tat gittikten sonra ne yersen o tat tekrar ağzına gelir.
tadı bozulur ağzının
ondan sonra kimi sevsen onun ihaneti gelir ağzına,tadın kaçar
oysa onu bir ressamın fırçasını sevmesi gibi sevmişsinizdir…
bir futbolcunun ayağına muhtaçlığı kadar muhtaçsınızdır onun aşkına
o da sizi sevmiştir elbet…
çalar saatin pile muhtaçlığı gibi muhtaçtır aşkınıza
balığın denizi sevmesi gibi seviyordur sizi
ama filmi kopar bir yerde masalınızın
çünkü dijital piller icat edilmiştir ve artık balıklar havuzlarda da yaşabiliyordur
çünkü bir film iki seanstan oluşur.başlangıç ve bitiş…
ve filmler hep mutlu sonla bitmez..
anlayacağın şans işi bunlar…bir nevi kumar…
Rus ruleti..bir yerde sana da çıkar…acısı çıkmaz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Powered By Blogger

İzleyiciler